Hikayeler
By:
  • Samer Asaid | İletişim Asistanı

13 yıl süren çatışmaların ardından 800 bin kişi hala çok az koruma ya da konfor sunan dayanıksız çadırlarda yaşıyor. 

Um Musab de bu insanlardan biriydi. Üç çocuk annesi 50 yaşındaki Um Musab evini geride bırakarak Türkiye sınırındaki İdlib'e sığındı. 

Dört yılı aşkın bir süre bez bir çadırda, kısıtlı bir alanı evli olan çocuğunun ailesiyle paylaştı. Aşırı kalabalık, mahremiyet eksikliği ve temel ihtiyaçların yokluğu günlük yaşamı zorlu hale getirdi. 

Um Musab: "Yaz aylarında çadırın içinde aşırı sıcaktan bunalıyorduk ve yemek pişirirken çadırın yanmasından korkuyorduk. Çocuklarımı çadıra girebilecek böceklerden, yılanlardan ve akreplerden korumak için mücadele ediyordum" diyerek anlatıyor çadırda yaşadığı günleri. 

Çadırlardaki yaşam koşulları özellikle sert hava koşullarında oldukça zorlayıcı hale geliyor. Fotoğraf: SDI

Benzer şekilde Um Muhammed, engelli oğlu da dahil olmak üzere sekiz aile üyesiyle birlikte tek bir çadırda yaşıyordu. Dış etkenlere karşı yeterli koruma olmadan sert hava koşullarına katlanıyorlardı. 

"Kış geldiğinde, sellere ve sonrasında selin etkisiyle yaşanabileceklere hazırlanıyorduk." diyor Um Muhammed. Şiddetli yağmur ve kar çadırın içine sızarak mobilyalara zarar veriyor ve sıcak kalmayı imkansız hale getiriyordu. Uygun yalıtımın olmaması, ısıtma sistemlerinin soğuğa karşı etkisiz kalması anlamına geliyordu. 

 

Anında çözüm sağlamalarına rağmen çadırlar uzun süreli kullanım için uygun maliyetli değiller. Her altı ayda bir değiştirilmeleri gerekiyor. Ayrıca uygun kanalizasyon, drenaj ve su tedarik sistemleri bulunmuyor. Aileler genellikle denetimsiz su kaynaklarına yöneliyor, bu da onları kolera gibi suyla bulaşan hastalıklara maruz bırakıyor. 

"Aile üyeleri arasındaki konuşmalar çadırların dışından duyulabiliyordu. Burada hepimiz kadınız. Kapı kilidi olmadığı için güvenlik endişesi yaşıyorduk," diyor Um Musab. 

Um Muhammed de bu düşünceleri yineleyerek kişisel banyo, mutfak ya da ayrı yatak odalarının bulunmadığının altını çiziyor. 

Musab ailesinin çok daha rahat yaşamasını sağlayan yeni, insan koşullara uygun barınma ünitesi dışında çamaşır asıyor.Fotoğraf: SDI

Uluslararası Sosyal İnsani Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (SDI) ortaklığı ile Uluslararası Göç Örgütü (IOM), 2023 depremlerinin ardından, BM Merkezi Acil Müdahale Fonunun (CERF) finansmanıyla, Kuzeybatı Suriye'de insani yaşam koşullarına uygun barınma üniteleri inşa etmek için bir araya gelerek 496 hanenin faydalanmasını sağladı. 

Um Musab ve Um Muhammed'in aileleri bu yeni barınma birimlerine taşındı. Beton ve sandviç panellerden inşa edilen ve çelik bir yapıya sahip olan bu birimler, zorlu hava koşullarına karşı dayanıklılık ve koruma sunarken, çok ihtiyaç duyulan mahremiyet ve güvenliği de sağlıyor. 

"Durum bizim için değişti. Artık yazın dayanılmaz sıcaklar, kışın soğuk ve çadırımıza sızan yağmur yok" diyor Um Musab.  

  

"Artık bir kapımız, bir penceremiz ve yaslanabileceğimiz bir duvarımız var. Kilit ve anahtar ve artık bir mutfak, lavabo ve banyomuz var. Bunlar önce yaşadığımız yerde yoktu" diye ekliyor Um Muhammed. 

IOM, 2022'den bu yana Halep ve İdlib’te insani yaşam koşullarına uygun toplam 8.100'den fazla barınma birimi kurdu. 

Um Musab'ın oğlu barınma biriminin önündeki bahçede bitkilerle ilgilenmeyi seviyor. Fotoğraf: SDI

Çadırdan barınma birimine geçiş, yaşam koşullarındaki bir değişiklikten daha fazlasını temsil ediyor. Bu, çatışmaların yakın bir zamanda sonlanmayacağını düşünen binlerce kişi için umut ve dayanıklılığın bir sembolü. 

Bu yeni yaşam üniteleri pek çok kişi için koşulları önemli ölçüde iyileştirmiş olsa da, Kuzeybatı Suriye'de halen insani yardıma ihtiyaç duyan 4,2 milyon kişi için zorluklar devam ediyor. Gıda, sağlık ve geçim kaynaklarına erişim hâlâ sınırlı. Um Musab ve Um Muhammed'in yaşadığı yere en yakın sağlık merkezi beş kilometre uzaklıkta; uygun fiyatlı tek market ise daha da uzakta. 

Kuzeybatı Suriye'nin yeniden inşası için yapılması gereken işler oldukça fazla. 

Um Musab ve Um Muhammed zorluklarla baş etmeye hazırlar. Şimdilik en azından başlarını sokacakları bir çatının rahatlığı ve güvenliğiyle hayatlarını yeniden kurmaya başlayabilirler.

İletişim Asistanı Samer Asaid tarafından yazıldı.