Hatay’ın Reyhanlı ilçesi, Suriye-Türkiye sınırına kısa mesafede bulunan, kır çiçekleri ile dolu geniş ormanlara sahip küçük bir yerleşim bölgesi. Dolayısıyla bu küçük ilçe hem tarım hem de hayvancılık alanında çalışan göçmen ve ev sahibi topluluklar için oldukça zengin bir yaşam alanı.  

Abdülkadir savaştan önce ailesiyle birlikte Rakka'da yaşıyor ve memur olarak çalışıyordu.  2016 yılında Suriye'deki durumun kötüleşmesiyle Türkiye'ye gelen ve İstanbul'da bir fabrikada çalışmaya başlayan Abdülkadir Almahzul ziraat mühendisliği mezunu.   İkiz kızları doğduktan sonra Abdülkadir, ziraat alanındaki bilgilerini uygulamaya geçirmek için Reyhanlı'ya taşındı ve belediyenin arıcılık kurslarına kaydoldu. 

Abdülkadir Suriye'de sadece ailesi ve komşularıyla paylaşmak için hobi olarak arı yetiştirdiğini ve bunu daha önce hiç gelir elde edebileceği bir iş seçeneği olarak görmediğini söylüyor. Ancak dersler sırasında hem Türk hem de Suriyeli birçok deneyimli arıcıyla tanışmasının onu kendi işini kurmaya teşvik ettiğini belirtiyor. İşini kurmayı düşünürken, IOM Türkiye’nin küçük ve mikro işletmeleri destekleyen nakit hibe projesiyle ilgili sosyal medya paylaşımını gören Abdülkadir heyecanla programa başvurduğunu program kapsamında eğitimlerini bitirerek iş planını hazırladığını ve hibe başvurusunu tamamladığını anlatıyor. Bu sürecin sonunda IOM Türkiye Geçim Kaynakları ekibi başvurusunu değerlendirerek Abdülkadir’e ihtiyaç duyduğu arıcılık ekipmanı için hibe sağladı. 

Arkadaşlarının teşviki ve IOM Türkiye tarafından sağlanan ekipman sayesinde, Abdülkadir Arıcılar Odası'na kaydoldu ve bal üretmeye başlamak için gerekli tüm aşamaları tamamladı. Kısa vadeli bir hedef olarak Hatay'da yerel pazarlara ulaşmayı, uzun vadede ise bal ve polen bazlı ürünler gibi çok çeşitli ürünlerle uluslararası ticarete girmeyi hedefliyor. Bu sayede uluslararası ticarete katkı sağlayabileceğine ve markasını dünyanın her yerindeki müşterilerine tanıtabileceğine inanıyor. 

“Arıcılık, üreticiler arasında güçlü bir koordinasyon ve iletişim gerektiriyor. Tüm arıcılar, farklı lokasyonlarda çeşitli çiçek aromaları ile ürünlerinin lezzetini zenginleştirmek için mevsimsel olarak arı kovanlarıyla birlikte göç ediyorlar. Üretim süreci yüzde yüz doğaya bağlı ve doğa bilinmeyenlerle dolu, ancak arıcılar arasındaki birlik ve dayanışma, bana ömür boyu sürdürebileceğim bir işim olduğu konusunda güven veriyor"