Süha Cübeyli bize kararlılık ve sabrın önemini hatırlatıyor: "Başarılı olmak için çok çalışmalı ve öne çıkmalısınız. İyi şeyler ancak yeterince çabaladığımızda ortaya çıkar." Süha göçmen bir iş kadını, üç çocuk annesi ve bir eş. 2012'de çatışma şiddetlendiğinde Suriye'nin Halep kentindeki evlerini terk etmek zorunda kalarak Türkiye'ye göç ettiler, eşinin akrabaları Şanlıurfa’da yaşadığı için buraya yerleştiler. Ailesiyle çok az miktarda bir birikim ile Türkiye'ye geldiklerini söyleyen Süha; savaş sebebiyle Suriye'de sahip oldukları her şeyi geride bıraktıklarını anlatıyor.  

Süha, Türkiye'ye geldiği andan itibaren bir iş bulmaya karar verdiğini söylüyor; kuaförde yardımcı olarak çalıştığı dönemde aynı zamanda eşiyle birlikte beş yıl boyunca temizlik görevlisi olarak çalıştıklarından bahsediyor. "İlk geldiğimizden beri buradaki insanlar bize çok yardımcı oldu, bizim için çok şey yaptılar, çok şanslıydık, hala öyleyiz" diyor Süha. İlk zamanlar, kendi parasını kazandığı ve ailesini destekleyebildiği için minnettar olduğunu dile ancak bir aile geçindirmenin kolay olmadığını ve kazandığı maaşın, ailesinin masraflarını karşılamaya yetmediğini söylüyor.  

Süha, on yıla yakın süredir Suriye'de kendi kuaför salonuna sahip bağımsız bir kadındı. Türkiye'de salonunu yeniden kurmayı hayal ediyordu, ancak birikimi olmadan yeni bir ülkede bunun kolay olmayacağını biliyordu.  

Bir gün artık düşünme şeklini değiştirmesi gerektiğine ve bulunduğu koşulların seçimlerini sınırlamasına izin vermeyeceğine dair bir karar verdi. O gün Süha Suriye’deki gibi kendi işini yeniden kurmaya karar verdi. Bu kararın ardından arkadaşlarından biri ona IOM'den bahsetti ve iletişime geçmesini önerdi. Bu anısı hakkında konuşmaktan çok hoşlanıyor Süha çünkü hayat ona işini yeniden kurma kararını verdikten hemen sonra yeni fırsatlar sunmaya başlamıştı. 'Nakit Hibe projesi' için başvurusunun ardından talebi onaylanan Süha, kabul mesajını gördüğünde dünyanın en mutlu insanı olduğunu söylüyor.  

"Başlangıçta insanların ilgisini ve dikkatini çekmek kolay değildi ama insanlar beni tanımaya başladığında her şey mükemmel bir şekilde ilerledi. Hayatta hep böyledir; yabancıysanız, insanların sizden uzak durması çok normaldir; ancak iletişim kurmaya, konuşmaya, paylaşmaya ve birbirimizi tanımaya başladığımızda sağlıklı bir ilişki kurabiliriz; bu müşterinizle, arkadaşınızla veya komşularınızla olabilir” diye açıklıyor Süha. Kendini basit bir insan olarak tanımlıyor: “Ben her zaman güler yüzlüyümdür; bu nedenle insanlarla iyi ilişkilerim var. Onları seviyorum ve onlar da beni seviyorlar." İşyerinden bahsederken, bir topluluk oluşturmanın önemini vurguluyor. Çoğunluğu kadın olan müşterilerinin bir arada olması için hoş bir atmosfer oluşturmanın önemini dile getiriyor; kahve içebilecekleri ve sohbet edebilecekleri rahat güvenilir bir ortam yarattığını söylüyor. Salonunu işletmekten, kadınların bir araya gelebildiği için bir alan sağlamaktan büyük mutluluk duyuyor. Zor zamanlarda dayanışma göstermenin öneminden bahsederken “Salgın sırasında diğer herkes gibi ekonomik sıkıntılar yaşadım ve etkilendim ama kurallara dikkat ederek çalışmaya devam ediyoruz" diyor Süha. 

Süha'nın hayatında çok önemsediği bir kuralı var “Ailem, doğduğum ülke veya geçmişim gibi kişisel olarak kendim başarmadığım şeylerle asla gurur duymuyorum. Yalnızca bireysel olarak kendi başıma başardığım şeylerle gurur duyuyorum." Gelecekte, işini geliştirmeye ve müşterilerine sunduğu hizmetleri iyileştirmeye devam edebilmek için yeni sertifika programlarına katılmayı planlıyor, bunu yaparak çocuklarına iyi bir yaşam sağlamayı umuyor.