Bir Babanın Özverisi: Türkiye'de Herkes için Sağlık Hizmetlerini Erişilebilir Kılmak

Son on yılda milyonlarca Suriyeli gibi Abdulmajid’in hayatı da savaş nedeniyle alt üst oldu.  

"Can güvenliğimden endişe ettiğim için 2020 yılında Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye geldim." 

Eşini ve beş çocuğunu geride bırakmaya karar vermesi çok zor olmuş. Şimdi kendisi gibi 300 binden fazla Suriyeliye kucak açmış olan Şanlıurfa'yı yuvası olarak görüyor. 

En büyük oğlu Akram yanına gelmeyi başardığında rahatlamış ve tüm ailesinin yeniden bir araya gelmesine bir adım daha yaklaştığını düşünmüş. 

Ne yazık ki Akram'ın gelişinin sevinci kısa sürmüş. "Kalbinde ağrı hissetmeye başladı. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilecek bir kalp hastalığı olduğunu öğrendik." diye anlatıyor Abdulmajid durumu. 

Dünyanın dört bir yanında göçmenler ve mülteciler, kapsayıcı olmayan sağlık politikalarından temel hizmetlere erişim eksikliğine kadar sağlık hizmetlerine erişimde engellerle karşılaşmaya devam ediyor. 

Abdulmajid oğlunu ilk olarak Şanlıurfa'da göçmen ve mültecilere hizmet veren göçmen sağlığı merkezlerinden birine getirmiş. "Bize birkaç ay boyunca tedaviye ihtiyacı olacağı söylendi. Başta maliyet olmak üzere tedavi görebileceği en yakın hastanenin başka bir ilde olması gibi pek çok zorluk vardı." 

Oğlunu tedavi eden doktor onları, Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ile koordineli olarak yürüttüğü ve ihtiyaç sahiplerine hizmet ve yönlendirme sağlayan Şanlıurfa Belediyesi Göçmen ve Toplum Merkezine yönlendirdi. 

Şanlıurfa’daki merkezin  Saha Koordinatörü Kadir Göçebeler süreci, "İşe komşu şehir Gaziantep'teki bir hastane ile irtibat kurarak başladık. Tedavinin mümkün olduğunu teyit etmek için Akram'ın tıbbi belgelerini paylaştık" diye açıklıyor. 

Bir sonraki adım: maliyet. IOM, sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyulan durumlarda bir çok ortakla birlikte çalışıyor örneğin bu vakada masrafların karşılanması için Türk Kızılayı'nın yardımı temin edildi. 

Son zorluk: seyahat. Türkiye'de Geçici Koruma altında bulunan Suriyelilerin başka bir şehre seyahat edebilmeleri için izin almaları gerekiyor. Kadir, "Tedavi için her ay Gaziantep'e gitmeleri gerektiğinden, Abdulmajid ve Akram'ın izinlerini alabilmeleri için Şanlıurfa'daki yetkililerle koordinasyon sağladık" diyor. 

Aylık seyahatler için IOM, Abdulmajid ve Akram'ın ulaşım ve konaklama masraflarını da karşıladı. 

Ele alınması gereken çok katmanlı zorluklara rağmen, Şanlıurfa'daki Belediye Göçmen ve Toplum Merkezi'nin etkili koordinasyon ve sevk sistemi Akram'ın ihtiyaç duyduğu tedaviyi almasına yardımcı oldu. 

Merkez, ülke çapında benzer hizmetler sunan altı merkezden biri olup, göçmen ve mültecilerin ihtiyaç duydukları desteğe ulaşmalarını sağlamaktadır. Bu merkezler tarafından sunulan yardımlar arasında örgün ve yaygın eğitim, koruma ve hukuki danışmanlık, psikososyal destek, beceri ve dil eğitiminin yanı sıra sosyal hizmetler de yer almaktadır. 

Ayrıca, IOM ve iş birliğindeki belediyeler; göçmenler, mülteciler ve yerel topluluklar arasında etkileşim, birbirleri hakkında bilgi edinme ve sosyal uyum oluşturma fırsatı sunan etkinlikler düzenlemektedir. 

Akram bugün tedavisinin son aşamalarında. Dokuzuncu sınıfta eğitimine ara vermek zorunda kaldı ancak okula geri dönme umudunu koruyor. 

Yine de her seferinde bir adım atıyor. "Şimdilik tedavimi tamamlamaya odaklanıyorum. Gelecek hayallerimi daha sonra düşüneceğim." 

Abdulmajid ise yakında kalıcı bir iş bulmayı umuyor. Oğluna bakabilmek için çalışmayı bırakmak zorunda kalmış ve her ay iki haftasını Gaziantep'te geçiriyor. 

Her şeyden çok, her ikisi de ailelerini bir daha ne zaman görebileceklerini merak ediyor. Akram, "Belki bir gün annemi ve kardeşlerimi tekrar görürüm" diyor. 

"Onları çok özlüyorum. Eskisi gibi bir aile olarak yaşamak istiyorum" diyor Abdulmajid. "Şu anda çok zor ama bir gün her şey yoluna girecek." 

Şanlıurfa Belediyesi Göçmen ve Toplum Merkezi aracılığıyla sağlanan destek, IOM Türkiye'nin Koruma ve İyileştirme programının bir parçası olup Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ile koordineli olarak uygulanmakta ve ABD Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu tarafından desteklenmektedir. 

IOM Türkiye Medya ve İletişim Sorumlusu Miko Alazas tarafından yazıldı.