Hikayeler
By:
  • Begüm Başaran | İletişim Asistanı

Hevidar, 2011’de Suriye'deki çatışmalarda büyük bir yıkımla karşılaşarak evini kaybetmişti. 6 Şubat sabahı kader, Hevidar'ı bir kez daha sınadı ve meydana gelen yıkıcı depremin ardından her şeyini bir kez daha kaybetti.

Hevidar ve çocukları ile birlikte. Fotoğraf: IOM/Begüm Başaran

Haleb'de artan çatışmalar sonucu, Hevidar, güvenliğinden endişe duyduğu için hemşirelik eğitimine ara vermek zorunda kalmış. Ailesi ile Kobani'ye yerleştikten bir süre sonra, artan çatışmalar nedeniyle bir kez daha göç ederek, Türkiye yerleşmişler. Burası onlar için adeta fırtınadan koruma sağlayan güvenli bir liman olmuş.
 Eşi Ünal ve üç çocuğuyla birlikte on bir yıldır Malatyada yaşıyan Hevidar, ilk zamanlar, dil engeli ve yeni bir kültüre uyum sağlamakta zorluk yaşasa daumudunu kaybetmemiş. Türkiye'ye derin bir sevgi duymaya başlayarak, Türkçeyi öğrendikten sonra, sıcak ve misafirperver bulduğu bu toplum ile bağ kurmuş. Türkiye, onun için tekrar hayaller kurmaya başladığı ve düzen kurduğu, ikinci bir yuva haline gelmiş.

Ancak, 6 Şubat sabahı kader tekrar ağlarını ördü ve her şey değişti. Sabahın erken saatlerinde küçük kızını emzirirken ilk sarsıntıları hisseden Hevidar, sarsıntıların geçmesini umarken, sarsıntının şiddetinin artarak devam ettiğini farketmiş ve . hızla kocasını uyandırıp çocuklarının odasına koşarak depremin sona ermesini beklemişler.

Sarsıntı durduğunda, evlerinin ciddi hasar gördüğünü fark etmişler. Başka bir yer bulup kalmaktan başka seçenekleri olmayan aile önce, Ünal'ın büyükannesinin şehir merkezinde bulunan evine sığınmayı düşünmüş, ancak sürekli devam eden artçı sarsıntılar bu planlarını değiştirmiş. 

"Eşimin büyükannesinin kırsalda başka bir evi vardı- en kötü senaryoda oraya gitmeye karar verdik, ama o anlarda hâlâ şoktaydım ve evimize döneceğimize dair umudumu koruyordum."

Nihai kararı vererek köy evine yapılan yolculuk, Hevidar için sonsuz gibi hissettirmişti. Her yeni artçı sarsıntıda Hevidar'ın kalbi hızla atıyor, yağan kar, etraflarındaki yıkımı gizlemeye çalışıyormuş gibi bir sis perdesi oluşturuyordu. Sonunda, altısı çocuk otuz kişiyle birlikte köy evine vardıklarında biraz olsun güvende hissetmeye başlamışlardı.

Türkiye'deki yerinden edilmiş topluluklar, soğuk ve zorlu hava koşulları nedeniyle hayatlarını birçok zorlukla sürdürmekte. Uluslararası Göç Örgütü (IOM), etkilenen topluluklara insani yardım çalışmaları kapsamında, battaniye, giysi, elektrikli ısıtıcılar ve diğer temel malzemeler sağlayarak ve barınma koşullarının iyileştirilmesi için destek veriyor.
 

Hevidar, köyde yaşadıkları evin aldığı hasarı gösteriyor. Fotoğraf: IOM/Begüm Başaran

"Köy evine vardığımızda, temel malzemeler- yiyecek ve giysi- konusunda sıkıntılar yaşadık. Sağlanan yardım bizim için paha biçilmez derecede önemliydi ve olmaya devam ediyor," diye açıklıyor.
Bütün yardım ve destek faaliyetleri aileyi bir nebze rahatlatmış olsa da Hevidar derin bir iç çekerek son iki aydır yuvası olarak gördüğü yıpranmış eve baktı ve: "Köy evinin aldığı ağır hasar sebebiyle yıkılması planlanıyor ve bu yüzden tahliye etmemiz gerektiği konusunda yeni bilgilendirildik." dedi. 

Umutsuzca kalacak yeni bir yer arayan Hevidar ve ailesi bir çıkış yolu arıyor "Umutsuz bir durum. Tüm seçeneklerimizi denedik ve başka gidecek bir yerimiz kalmadı. Muhtemelen bir çadıra yerleşeceğiz," dedi.

Hevidar, yıkıcı depremin ardından karşılaştıkları zorluklarla mücadele ederken, geçmişte Suriye'deki çatışmaları hatırladığını ve bir kez daha yerinden edilmenin yarattığı kayıp hissine kapıldığını söylüyor.

Yeni bir ülkede yeni bir hayata uyum sağlamanın zorluklarını anımsarken, bir felaket sonucunda her şeyin elinden kayıp gitmesi onu çok üzüyor.

Bütün bunlara rağmen Hevidar umudunu kaybetmiyor, insanların birbirlerine yardım etmek ve desteklemek için bir araya geldiğini gördükçe, her şeyin iyi olacağına inanıyor. Tüm zorluklara rağmen, Hevidar ailesi için daha iyi bir hayat kurmaya kararlı. Şu an, ailesini desteklemek için gelecek olan insani yardımlara güveniyor.

IOM'nin deprem sonrası destek çalışmaları, depremden etkilenen toplumların acil ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol oynuyor. Fon sağlayıcıların destekleri sayesinde, 6 Şubat 2023'ten bu yana barınma malzemeleri de dahil olmak üzere 1,1 milyondan fazla yardım malzemesi bölgeye gönderilmiş ve iyileşme sürecine katkıda bulunulmuştur.