-
Biz Kimiz
Biz KimizUluslararası Göç Örgütü (IOM), herkes için insancıl ve düzenli göçü teşvik eden Birleşmiş Milletler sisteminin önde gelen uluslararası kuruluşlarından biridir. IOM, 1991 yılından bu yana Türkiye'de faaliyet göstermektedir.
Hakkımızda
Hakkımızda
IOM Küresel
IOM Küresel
-
Misyonumuz
Misyonumuz1951'den beri insancıl ve sistemli göçü teşvik eden önde gelen uluslararası kuruluşlardan biri olan IOM, hem insani yardım hem de sürdürülebilir kalkınmayı birbirine bağlayan farklı müdahale alanları aracılığıyla 2030 Gündeminin hayata geçirilmesini desteklemek için önemli bir rol oynamaktadır.
Ne yapıyoruz
Ne yapıyoruz
Cross-cutting (küresel)
Cross-cutting (küresel)
- Veri ve Kaynaklar
- Harekete geç
- 2030 Agenda
10 Ekim, İzmir — Güneş, gökyüzünü sıcak renklerle boyuyor, havada zeytin ağaçlarının kokusu duyuluyordu. Ünlü Homeros Vadisi'nde yürüyüş yapan Havle ve Fatma, manzaranın tadını çıkarıyor.
"Hayatımın her döneminde göç, benimle oldu," diyor Havle, geçmişi düşünerek.
Çocukluğu, babasının işi nedeniyle Cezayir ile Suudi Arabistan arasında yolculuk yaparak geçmiş.
"Eşimle evlendikten sonra Suriye'de yeni bir hayat kurduk. Ancak ne yazık ki, çatışma bizi evimizden, kariyerlerimizden ve değer verdiğimiz her şeyden vazgeçmeye zorladı. Karanlık günlerdi."
Dört çocuk annesi Havle bir zamanlar ilkokul öğretmeniymiş, eşi Ali* ise kendi işini yöneten başarılı bir mühendismiş. 2014 yılında, yeni bir başlangıç yapabilecekleri, güvenli bir liman arayışı içinde Türkiye'ye gelmişler. Ancak Havle ve ailesi için geçmişin etkileri devam ediyor: " Savaş derin izler bıraktı," diyor Havle ve devam ediyor: "Bir gün çocuğumla birlikte okula giderken yakındaki bir okul otobüsüne bomba düştü. Çocuğumun yüzünde yanık izleri kaldı, bu bizde kalıcı bir travma bıraktı."
Ailenin her bireyi bu süreçten derin izlerle çıkmış. Havle'nin kocası, Suriye'deki karışıklıkla ilgili haberleri izlerken yaşadığı buhran sonucu kısmi felç geçirmiş. O günden sonra aile, negatif haberleri izlemeyi bırakmış ve doğada daha fazla vakit geçirerek ruhsal ve zihinsel sağlıklarına öncelik vermeye başlamışlar. Bu onlar için hayatlarında aldıkları en önemli kararlardan biri olmuş.
Göçmenlerin zihin sağlığı, onların yeni hayatlarına başarılı bir şekilde entegre olmaları ve yeni katıldıkları topluluğa katkılarda bulunmaları için kritik bir öneme sahip.
Bu kapsamda, İzmir'de Uluslararası Göç Örgütü'nün Psikososyal Mobil Ekipleri tarafından düzenlenen üç oturumluk meditatif arınma faaliyetinin kapanış etkinliğinde katılımcılarla bir araya geldik. Zihinsel iyi halin artırılmasına odaklanan etkinlik; rahatlama, yönlendirilmiş meditasyon ve nefes çalışması teknikleri içeriyor. 'Doğa ile Buluşma' adlı kapanış etkinliğinde de, katılımcıların doğa ile daha derin bir bağ kurmaları teşvik edilirken doğanın zihinsel sağlığı destekleme rolü bir kez daha vurgulandı. Etkinliğin katılımcılarından Havle buradaki deneyimini, "Başka insanlarla iletişim kurma özgürlüğünü keşfettim," şeklinde ifade ediyor. "Bu deneyim, yaşamıma huzur getirdi ve bir aidiyet duygusu geliştirdi."
Göçmenler, mülteciler ve yerel topluluklar için Türkiye'nin 10 farklı şehrinde ‘Zihinsel Sağlık ve Psikososyal Destek’ hizmetleri sunan IOM’nin faaliyetlerine bugüne kadar binlerce insan katıldı. IOM'nin Koruma ve Dayanıklılık Program Koordinatörü Khalil Omarshah, "Zorlu yolculuklar yaşayan insanlar için ilişkileri güçlendirmek, dostlukları sürdürmek ve bir aidiyet hissi oluşturmak son derece önemlidir," diyor ve ekliyor "Sosyal etkileşim duygusal ve zihinsel sağlığı olumlu yönde etkilerken, açık hava etkinlikleri taze hava ve hareket aracılığıyla iyi hissetmeyi teşvik eder."
Tıpkı Havle gibi Fatma ile de İzmir’deki ‘Doğa ile Buluşma’ etkinliğinde bir araya geldik. 2017 yılında çatışmalar nedeniyle kocasıyla birlikte ülkesini terk etmek zorunda kalarak Türkiye’ye gelen Fatma, Havle ile benzer duyguları paylaşıyor.
"Suriye'ye dair tüm anılarım, bir çocuğun rüyaları gibi silik, belirsiz. Bazen, o yaşamın gerçek olup olmadığını merak ediyorum."
Katıldığı meditatif arınma etkinliğini değerlendirirken, "Zihinsel sağlığım için, özellikle tüm bu travmalardan sonra yeni insanlarla bağlantı kurmak son derece önemliydi. Dışarı çıkmak konusunda tereddüt eden, utangaç bir çocuk gibiydim, ancak yeni arkadaşlıklar kurmak özgüvenimi artırdı," diye ekliyor.
Fatma: “Hayat beni erken büyümeye zorladı, sıfırdan yeni bir hayat kurmam gerekti. Ama mutluyum, burada, özgürlük, yeni fırsatlar ve kendimi geliştirme şansı buldum.” şeklinde faaliyetin kendisine nasıl desteklediğini anlatıyor.
Türkiye'nin güneydoğusunu sarsan depremler, bazı insanlar için savaş sırasında yaşadıkları travmatik anıları tekrar canlandırmış ancak aynı zamanda felaket sonucu evini, yakınlarını kaybeden, ve bulunduğu yerden ayrılmak zorunda kalan depremzedelere karşı empati duygusu uyandırmış.
IOM'nin etkinliğine katılan kadınlar arasında, depremi doğrudan yaşayanların yanı sıra dolaylı olarak etkilenenler de bulunuyordu. Katılımcılardan biri duygularını; "Biz depremin ardından ailemle İzmir'e taşındık. Geldiğimden beri dışarı çıkmıyordum. Bu etkinliğe katılmak, kendi içime dönmeyi ve kendi nefesimin sesine, iç huzuruma daha duyarlı olmayı öğretti," şeklinde paylaşıyor.İlk depremler yaşandığında altı aylık hamile olduğunu ifade eden bir başka katılımcı ise yaşanan felakette her şeyini kaybetmiş ve depremlerin neden olduğu uzun süreli stres ve kaygı nedeniyle sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmış. Etkinlik sonrası konuştuğumuz bu katılımcı: "Yaşadığım kasılmaları nefes egzersizleriyle hafifletmeyi başardım. Bu oturumlarda öğrendiklerimi düzenli olarak evde uyguluyorum ve durumumun iyileşmesine yardımcı oluyor" diyor.
Yaşadıkları zorluklar karşısında doğa, Havle, Fatma ve birçok diğer kadına şifa kaynağı oldu. Açık havada gerçekleştirdikleri bu etkinlikler geçmişte yaşadıkları olumsuz deneyimlerin etkisinden kurtulabilecekleri güvenli bir alan olan oluşturdu.Bu etkinlik, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu (BPRM) tarafından desteklenmiştir.
*Bu hikayede gizlilik için isimler ve tanımlayıcı ayrıntılar değiştirilmiştir.