Dünya nüfusunun yarısı halihazırda yılda en az bir ay ciddi su kıtlığı yaşıyor. Su, sanitasyon ve hijyen, dünyadaki hastalık yükünün en az yüzde 9'unu ve tüm küresel ölümlerin yüzde 6'sını önleme potansiyeline sahip. Bazı hesaplamalara göre, 2.2 milyar insanın güvenli bir şekilde yönetilen içme suyuna erişmesi gerekiyor ve 884 milyon insan temel içme suyu hizmetlerinden yoksun.

Güvenli içme suyuna erişim temel bir insan hakkıdır ve Uluslararası Göç Örgütünün (IOM) su, sanitasyon ve hijyen (WASH) müdahalelerinin arkasındaki temel motivasyondur. IOM-WASH programları, krizlerden etkilenen ve temiz suya sınırlı erişimi olan uzak bölgelerde yaşayanlar gibi en savunmasız nüfuslara ulaşmak için tasarlanmıştır. IOM Türkiye WASH programı, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi Hedef 6: Temiz Su ve Sanitasyon'un gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak için içme suyu tedarikinden sanitasyon sistemlerine, çiftçiliğe, sanayiye ve ekosistemlere kadar geniş bir yelpazede projeler uygularken, iklim değişikliğine uyumun sağlanması ve etkisinin azaltılması kapsamında katkıda bulunmaktadır.

İklim değişikliği genellikle su kıtlığına veya sellere yol açarak insan sağlığını, refahını ve ekonomiyi etkiler. Su yönetimi, kıtlık, salgın hastalıklar, iklim göçü, eşitsizlikler, siyasi istikrarsızlık ve doğal afetlerin önlenmesinde kritik öneme sahiptir. Yeraltı suları, dünyanın en büyük tatlı su kaynağı olması nedeniyle ekosistemin sürdürülmesinde ve iklim değişikliğine uyumun sağlanmasında önemli bir role ve yere sahiptir.

Şanlıurfa, Türkiye'nin güneydoğusunda, yarım milyonu göçmen olmak üzere iki milyondan fazla nüfusa sahip bir şehirdir. Bu şehirdeki insanlar kuraklık nedeniyle iklim değişikliğinin tarım ve hayvancılık üzerindeki etkilerini yaşamaktalar. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün yaptığı araştırmalara göre iklim değişikliklerinin Şanlıurfa'da yeraltı sularını büyük ölçüde etkilediği görülüyor. Kentte sulama ve tarımsal sulama için kullanılan yeraltı suyunun oranı geçmiş yıllara göre azalmış, buna su kaynaklarının yanlış kullanımı ve iklim değişikliği de eklenmiştir. Bu sorunların üstesinden gelmek ve olumsuz etkiyi azaltmak için IOM Türkiye, Şanlıurafa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa çeşitli projeler yürütmektedir.

Çevrenin korunması ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, IOM'nin WASH müdahalelerinin temel unsurları olarak kabul edilmektedir. IOM Türkiye, altyapı müdahaleleri yoluyla su şebekelerini VSD inverter panelleri ve klor ile iyileştirerek ve hane veya topluluk düzeyinde su arıtma ürünleri sağlayarak su kuyusu arıtma projelerini desteklemiştir.

İl genelinde, yaklaşık 3000 kuyuda yüksek debili kuyulara öncelik verilerek VDS inverterler verimli bir şekilde kullanılmıştır. Kurulan inverterler uzaktan kontrol edilerek desteklenen alanlarda su kesintisi riski azaltılmakta ve suyun en verimli ve doğru şekilde kullanılması sağlanmaktadır. Yeni paneller, yeraltı suyunun israfının %40'ını önlemiştir. İhtiyaca göre çalışan otomatik motorlar sayesinde her kuyu için %10 enerji tasarrufu sağlanmıştır. Bakım ve onarım maliyetlerinde sağlanan tasarruftan yaklaşık %70'e varan azalma sağlanmıştır. İklim değişikliği sadece yeraltı suyu miktarını değil aynı zamanda kalitesini de etkilediğinden, IOM, sağlıklı ve kaliteli bir içme suyu sağlamak için suya eklenecek optimum klor miktarını otomatik olarak ayarlayan klorlama makineleri de sağlamıştır. Dörtte biri göçmen topluluklar olmak üzere 40.000'den fazla il sakini projeden yararlanmıştır.

Su mevcudiyeti öngörülemez hale geliyor. Kuraklık, bazı bölgelerde su kıtlığını kötüleştiriyor, insan sağlığını ve üretkenliği tehlikeye atıyor, küresel sürdürülebilirliği ve biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor. Sürdürülebilir su ve sanitasyon hizmetlerine evrensel erişimin sağlanması, gelecekteki iklim değişikliğini azaltma hususunda önemli bir stratejidir. IOM Türkiye'nin WASH programı, herkes için daha refah bir geleceğe ulaşmak amacıyla yerel yetkililerle iş birliği içinde topluluklara yardım etmeye devam ediyor.