-
Biz Kimiz
Biz KimizUluslararası Göç Örgütü (IOM), herkes için insancıl ve düzenli göçü teşvik eden Birleşmiş Milletler sisteminin önde gelen uluslararası kuruluşlarından biridir. IOM, 1991 yılından bu yana Türkiye'de faaliyet göstermektedir.
Hakkımızda
Hakkımızda
IOM Küresel
IOM Küresel
-
Misyonumuz
Misyonumuz1951'den beri insancıl ve sistemli göçü teşvik eden önde gelen uluslararası kuruluşlardan biri olan IOM, hem insani yardım hem de sürdürülebilir kalkınmayı birbirine bağlayan farklı müdahale alanları aracılığıyla 2030 Gündeminin hayata geçirilmesini desteklemek için önemli bir rol oynamaktadır.
Ne yapıyoruz
Ne yapıyoruz
Cross-cutting (küresel)
Cross-cutting (küresel)
- Veri ve Kaynaklar
- Harekete geç
- 2030 Agenda
Hatay, Türkiye – Bir kadın girişimci, Türkiye ve Suriye'de meydana gelen depremlerin ardından, etrafındakilere ilham veren kararlılığı ve güçlü duruşuyla öne çıkıyor. İpek böceklerine zarar vermeden üretilen “barış ipeği” üretiminde uzmanlaşmış, ülkenin en büyük bireysel ipek böceği yetiştirme çiftliğinin sahibi olan Emel, yaşadığı büyük yıkıma rağmen topluma katkıda bulunma azmiyle çalışıyor.
50.000'den fazla kişinin hayatını kaybettiği depremin beraberinde getirdiği yıkımın acısı, Emel'in kuzeni ve yeğeninin kaybıyla birleştiğinde, derin bir hüzün Emel'in dünyasını sarmış. Çok büyük bir zarara uğramış bir toplum ve öenmli derecede sarsılmış işletmesine rağmen, Emel sağlam duruşu ve kararlılığı ile yılmadan ileriye doğru adım atmaya devam ediyor.
Emel yaşanan süreci, "Yaşadığım topluma yardımcı olabilmek için daha güçlü olmam gerektiğini biliyordum. Bu nedenle çalışmaya devam ettik. Çalışanlarımızla sürekli iletişim halindeyiz ve onları işlerine geri getirmek için büyük çaba gösteriyoruz" şeklinde ifade ediyor.
Emel'in ipek üretimindeki yolculuğu, 1996 yılında başlamış ve kendini bulmasına yardımcı olmuş. Bu tutkusu, 2000 yılında kendi kurduğu şirkette devam etmiş. 2019 yılında ise kuşaktan kuşağa aktarılan barış ipeği üretim yöntemlerini kullanarak etik ve sürdürülebilir ipek üretimi vizyonunu paylaşan kadınlarla güçlerini birleştiren EkoDoku Kooperatifi'nin kurucu ortağı olmuş.
Emel, 6 Şubat günü dağ evinden şehre doğru yol alırken, gördüğü birçok can kaybı, yerle bir olan evler ve sert hava koşullarının etkisiyle daha da kötüleşen şartlar sonrasında depremin sebep olduğu yıkımın acı gerçeğiyle yüzleşir.
Emel, "Evi yıkılan Suriyeli bir çalışanımız beni aradı. Sonrasında tüm çalışanlarıma ulaşmaya çalıştım." Eskiden yaratıcılık ve üretimle dolup taşan tesis, yerinden edilen işçiler, aileleri ve evlerini kaybedenler için bir sığınak haline dönüştü. Kendi şirket sorumluluklarını ve kooperatifteki şube müdürü rolünü dengeleyen Emel, çevresindeki kadın girişimci adayları için bir rol model haline geldi.
Başarı yolunda birçok zorlukla karşılaşan Emel, bir kadın işletme sahibi olarak, cinsiyete dayalı ayrımcılığa ve başarı potansiyelini sorgulayan cesaret kırıcı sözlere maruz kalmış ancak, yılmadan, kendine güvenerek, olumsuzlukları bir kenara bırakıp, kapsamlı araştırmalar sonucu fon imkanları yaratarak yoluna devam etmiş. Kendinden emin bir şekilde her türlü engeli aşarak beklentilerin ötesine geçmiş ve hedeflerine ulaşmış.
Deprem, Emel için bugüne kadar karşılaştığı en zorlu mücadeleyi başlatmış. Otuz kadın çalışandan sadece üçü işlerine geri dönerken; ekipmanların ve ipekböceği yaşam alanının %90'ına zarar veren felaket üretime önemli bir darbe vurmuş.
Emel, "İşe geri dönme fikri çok zordu ve o ilk hafta boyunca çok fazla gözyaşı döktüm.” Diyor ve ekliyor: “Çevremde bu kadar çok ölüm ve acı varken, nasıl çalışabilirim?"
Karşılaştığı engelleri aşmaya kararlı olan Emel ve EkoDoku kooperatifi, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile iletişime geçtiler. IOM, Emel'in iş yerini desteklemek amacıyla kullanabilecekleri bir konteyner sağlayarak onlara destek oldu.
Hayatlarını yeniden inşa etme ve iyileşme yolculuğu henüz başlangıç aşamasında olsa da Emel ve ekibi geri kazandıkları motivasyonla: "Sadece üretim yoluyla yeniden inşa edebilir ve iyileşebiliriz.” diyor.
Emel, toparlanma ve daha güçlü bir toplum olmanın yolunun, üretime devam etmekten, farkındalığı artırmaktan ve bu alana yatırım çekmekten geçtiğine inanıyor. Göçmenler de dahil olmak üzere depremlerden etkilenen kadınları bir araya getirmenin, üretim sürecine dahil etmenin ve finansal olanaklar sağlarken duygusal refahlarını destekleyen güvenli bir ortam yaratmanın da önemini vurguluyor.
IOM, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu'nun mali desteğiyle Türkiye'deki depremden etkilenen toplulukların yeniden inşa ve iyileşme süreçlerine destek oluyor.