-
Biz Kimiz
Biz KimizUluslararası Göç Örgütü (IOM), herkes için insancıl ve düzenli göçü teşvik eden Birleşmiş Milletler sisteminin önde gelen uluslararası kuruluşlarından biridir. IOM, 1991 yılından bu yana Türkiye'de faaliyet göstermektedir.
Hakkımızda
Hakkımızda
IOM Küresel
IOM Küresel
-
Misyonumuz
Misyonumuz1951'den beri insancıl ve sistemli göçü teşvik eden önde gelen uluslararası kuruluşlardan biri olan IOM, hem insani yardım hem de sürdürülebilir kalkınmayı birbirine bağlayan farklı müdahale alanları aracılığıyla 2030 Gündeminin hayata geçirilmesini desteklemek için önemli bir rol oynamaktadır.
Ne yapıyoruz
Ne yapıyoruz
Cross-cutting (küresel)
Cross-cutting (küresel)
- Veri ve Kaynaklar
- Harekete geç
- 2030 Agenda
"Bu destek benim için o kadar faydalı oldu ki gerekli ekipman ve hammaddelerin %80'ini karşılayabildim ve sonunda kendi atölyemi kurdum! Benim için bu, işten de daha fazlası! Bu proje Türkiye'de hayatımı daha iyi hale getirdi”
bunlar Omar*'ın sözleri. Omar, akıllı mobilyalar tasarlama konusunda tutkulu bir marangoz. 2015 yılında Suriye'nin Şam kentinden Türkiye'ye göç etti. Göçmen olarak yeni bir hayat kurma umuduyla ailesiyle birlikte Şanlıurfa'ya yerleşti. 40 yaşında ve iki çocuğu var; Omar için çocuklarının güvenliği çok önemli. Onlar artık tehlikede altında olmadığı, ve çatışmalardan ve bomba seslerinden uzak yaşayabildikleri için mutlu.
Omar Türkiye'ye gelmeden önce Suriye'de kendine ait bir atölyesi vardı. Hayatının erken yaşlarında bu alanda çalışmaya başladığını, “Ergenlik yıllarımda bir ustanın yanında çalışıyordum ve liseyi bitirdikten sonra kendi atölyemi işletmeye karar verdim. Becerilerime güveniyordum” diyerek açıklıyor. Omar'ın girişimci bir ruhu var, birinin bir şeye tutkusu varsa, bir şekilde başarının onları bulacağına inanıyor. Tutkulu olduğu şeyi en zorlu zamanlarda bile başaracağını bildiğini söylüyor.
2015 yılında evinden ayrılmak zorunda kalınca, işine olan tutkusunu yansıttığı ve yıllardır kendisine gelir kaynağı olan atölyesini de geride bırakmak durumunda kaldı. “Hayatınızın çoğunu geride bırakmak hiç kolay değil. Bu belirsizlik işleri çok zorlaştırıyor, özellikle de yanınızda bir aileniz varken.”
Omar, “En kötüsü de tüm ekipmanlarım ve ürünlerim çalınırken, atölyem yağmalanırken ben de oradaydım. Hepsine şahit oldum. Bu konuda kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum, çaresiz hissediyorsun ve sadece durumu kabulleniyorsun, sonuçta bu bir savaş."
Omar Türkiye'ye geldiğinde farklı mobilya atölyelerinde çalışmaya başladı ama yine de kendi işini yeniden kurmanın hayalini kuruyordu. IOM'nin Nakit Hibe Programını duydu ve nitelikli faydalanıcılardan biri oldu.
Bugün Omar işini büyütmek ve geliştirmek, bir marka ve mobilya serisi yaratmak, daha fazla insanı istihdam etmek istiyor. Stratejiler oluşturmak, ilham bulmak ve geri bildirim almak için sosyal medyada vakit geçiriyor. Diğer işletmeler gibi, COVID-19 salgını onun da işlerini olumsuz etkiledi. "Piyasa baskı altında, kapasite, çalışanlar, tüm iş dünyası. İçinde bulunduğumuz durum ne kadar zor olursa olsun, buna ayak uydurmak zorundayız. Ben de olumlu kalmaya çalışıyorum" diyerek durumu özetliyor.
Şanlıurfa'da Türk toplumu ile özellikle günlük yaşamda iyi bir ilişkileri olduğunu; ancak müşterilerinin çoğunun Suriyeli olduğunu belirtiyor. “Konu işe geldiğinde, çözemediğimiz bir tür ağ ve pazarlama sorunu var” şeklinde konuşuyor.
Omar, dayanıklılığın ve özgüvenin önemine vurgu yaparak, “Hayatta her seçim size kalmış. Tutku duyduğunuz şeyden vazgeçmeden tekrar tekrar yaratmaya çalışın; o zaman başaracak ve daha iyi hissedeceksiniz.”