-
Biz Kimiz
Biz KimizUluslararası Göç Örgütü (IOM), herkes için insancıl ve düzenli göçü teşvik eden Birleşmiş Milletler sisteminin önde gelen uluslararası kuruluşlarından biridir. IOM, 1991 yılından bu yana Türkiye'de faaliyet göstermektedir.
Hakkımızda
Hakkımızda
IOM Küresel
IOM Küresel
-
Misyonumuz
Misyonumuz1951'den beri insancıl ve sistemli göçü teşvik eden önde gelen uluslararası kuruluşlardan biri olan IOM, hem insani yardım hem de sürdürülebilir kalkınmayı birbirine bağlayan farklı müdahale alanları aracılığıyla 2030 Gündeminin hayata geçirilmesini desteklemek için önemli bir rol oynamaktadır.
Ne yapıyoruz
Ne yapıyoruz
Cross-cutting (küresel)
Cross-cutting (küresel)
- Veri ve Kaynaklar
- Harekete geç
- 2030 Agenda
Hikayeler, hayal gücüne hitap ederek bireylere ilham verir, onların yeni şeyler öğrenmelerini sağlar ve onları güçlendirir. Bu düşünceden hareketle, Hatay'daki IOM Psikososyal Mobil Ekibi, Suriyeli çocukların kendi hikayelerini gün ışığına çıkararak, düşünce ve hayallerini özgürce ifade etmelerini sağlamak için Hatay'da çevrim içi bir hikâye anlatımı etkinliği düzenledi.
İki yıldır Türkiye'de yaşayan ve on dört yaşındaki Suriyeli Heba bu etkinliğin katılımcılarından biriydi. Heba en sevdiği iki aktiviteyi, çizim yapmayı ve hikayeler hakkında düşünmeyi, bir araya getiren bu etkinliği öğrendiğinde çok heyecanlandı.
Etkinlik; hikâye okuma ve hikâye üzerine tartışma, gruplar halinde uygulamalı bir hikâye anlatımı dersi ve son olarak, çocukların yaratıcılıklarını ortaya koydukları kendi hikayelerini yazma ve illüstrasyon çizimi gibi faaliyetlerden oluşuyordu.
Heba'nın en sevdiği bölüm en çok yaratıcılık gerektiren hikâye yazımıydı. Heba hikâyeleri dinlemekten çok keyif aldığını, ama onun için kendi hikâyelerini yaratmak gibisinin olmadığını söylüyor. Tüm ortamı sıfırdan hayal ederek başlayıp hikâyesini anlatmaya kadar her sürecin ona çok keyif verdiğini söylüyor. Ayrıca arkadaşları onun hikayelerini dinlerken heyecanlandığında çok sevindiğini belirtiyor.
Etkinlikte yazdığı hikâye de Heba'nın yaratıcılığının bir örneği: “Çiçekler ve ağaçlarla dolu bir bahçe hayal edin. Bitkiler, sıcak ve kuru bir yaz gününde umutsuzca yağmur özlemi çekiyor ancak onların susuzluğunu giderecek bir yağmur yok. Bu yüzden arkadaşları olan bir kuştan gökyüzüne uçmasını ve bulutlarla konuşmasını istiyorlar. Belki bulutları üzerse onlar da ağlarlar ve göz yaşları olarak yağmur yağdırabilirler. Bunun üzerine kuş bulutlara uçuyor ve bulutların sadece mutlu olmak istediğini ve ağlamak istemediklerini görüyor. “
Bu noktada Heba okumayı bırakıp, gülümseyerek devam ediyor: “Ama bilirsiniz, her gözyaşı üzüntü ve kederden kaynaklanmaz. Kuş onları ağlatmak yerine bulutları güldürüyor. Hatta onların o kadar çok gülmesine sebep oluyor ki sonunda bulutlar gözyaşlarını tutamıyorlar ve gülmekten ağlıyorlar. Ve yerdeki çiçekler, sevinç gözyaşlarıyla sulandıklarına üzüntü gözyaşlarından çok daha fazla seviniyorlar.”
Heba yazdığı hikâye için mutlu son bulurken, kendi hikayesi için de mutlu bir son dilediğini söylüyor. Elinde sesini tüm dünyaya duyuracak bir mikrofonu olsa, “Savaşı bırakın ve barış içinde yaşayın!” diyeceğini söylüyor.