Semira dört yaşındaki birçok çocuk gibi, giyinip kuşanmayı sever, tanımadığı insanlara karşı utangaçtır, ve iki yaşındaki kardeşine kıyafetlerini ödünç aldığı için sinirlenir. Semira’yı diğer çocuklardan ayıran özelliği her zaman gülümsemesidir. İki yıl önce çatışmalar başlamadan Halep’teki küçük bir köyde yaşıyordu. Ailesi ancak taşıyabilecekleri birkaç malzemeyi alıp komşu köye kaçtı. Geri döndüklerinde ise evlerini içindeki tüm eşyalarıyla beraber tamamen yıkılmış bir şekilde buldular. Suriye’de hiçbir şeyi kalmayan Semira ve ailesi güneydoğu Türkiye’de daha güvenli bir yere taşındı; babası, annesi, kardeşi, büyükannesi, amcası ve küçük kuzeni ile iki küçük odada yaşıyor. İlk geldiklerinde Semira genelde ağlayarak uyuyordu; babası “Hepimiz gibi o da Suriye’deki hayatını özledi” diyor. 

Türkiye’deki yerel komşuları çok misafirperver olsa da dil engeli aile için hala bir sorun oluşturmaya devam ediyor. Bazen Semira’nın ailesi Türklerle iletişim kurmakta zorlanırken birçok çocukta olduğu gibi Semira ve kardeşi de dil engelini daha kolay aşabiliyor. Semira ve kardeşi bir sürü Türk arkadaş edindiler, özellikle salıncakta sallanmayı çok seviyorlar. Dışarıdan bakan biri bile kardeşlerin arasındaki bağın kuvvetli olduğunu anlar ama iş kıyafet paylaşmaya gelince yerini ufak didişmeler alır. “Semira’nın küçük kız kardeşi Khadija ablası ne giyerse onu giymek istiyor. Birbirlerinin kıyafetlerini giymedikleri zaman çok iyi anlaşıyorlar, giydiklerinde tartışıyorlar” diye gülüyor Semira’nın annesi. “Bugün de bu yüzden benzer kıyafetler giyiyorlar, aralarındaki barışı korumak için” 

Geçen yıl, evde talihsiz bir kazada yaralanan Semira aceleyle Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) kliniğine götürüldü. Gövdesinin her tarafı şiddetli bir şekilde yanmıştı.  Semira ertesi gün klinikte uyandığında aynaya bakmak için yalvardı. Annesi “Ağladı da ağladı” diye anlatıyor yaşananları hatırlarken. "Çok endişelendim, neresinin acıdığını sordum. Semira saçları bozulduğu için ağladığını söyledi! Dört yaşında olmasına rağmen, Semira nasıl göründüğünün gayet farkında. Ne de olsa büyüyünce ünlü bir oyuncu olmak istiyor. İlk tedavinin ardından, Semira’nın acısını azaltmak ve yara izini kapatmak için acilen özel bir giysiye ihtiyacı vardı. Ancak ailenin bu özel giysiyi alacak parası ya da karşılayacak sigortası yoktu. 

Sınır Tanımayan Doktorlar’a (MSF) danışıldıktan sonra IOM Türkiye, doktorun yazdığı silikon basınçlı özel giysiyi küçük kıza temin etmek için hemen harekete geçti. Özel kıyafeti aldıktan dört ay sonra IOM Semira’nın ailesini ziyaret etti. Ailesi temin edilen özel giysinin hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyi geldiğini gözlemlemişti. Semira, ihtiyaç sahiplerine tek seferlik anlık yardım sağlayan IOM Türkiye Acil Durum Vaka Yönetimi’nin (ECM) ilk vakası oldu. ECM programı kişiye özel geçici maddi destek sunuyor böylece mevcut insani yardım programları ve hizmetlerinin kapsamadığı daha özelleşmiş ve karmaşık ihtiyaçları karşılayarak bireyleri ve aileleri destekliyor. Semira’nın tedavisi için gereken masraflar Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu tarafından karşılandı.