Hikayeler
By:
  • Mehmet Boran | Kıdemli İletişim Uzmanı

Suriye'de çatışmalar başladığında Vefa hayvancılıkla uğraşıyor, ailesiyle birlikte sade bir hayat sürüyordu.

Koyun ve inek güdüyor, süt ürünleri üreterek bunları tüketiyor ve satıyordu. Bir anda her şeyi geride bırakmak zorunda kaldılar ve Gaziantep’e yerleştiler.

Vefa, uzun yıllar boyunca yerinden edilmiş bir birey olarak hayvancılığa devam edememiş olsa da bir gün bu işe geri dönmeyi hayal etmekten asla vazgeçmediğini belirtiyor. Hayvancılığın, hem keyif aldığı bir hobi hem de ailesini geçindirmesini sağlayan en büyük uğraşı olduğundan bahsediyor.

Vefa hayatına yeni açtığı sayfada hayvancılığa devam ediyor. Fotoğraf: IOM/Ahmet Abdulhamit

Yaşadığı zorlukların ardından, hayvancılığa olan tutkusu ve azminin onu yeni fırsatlar aramaya yönlendirdiğini söyleyen Vefa, eşi Raaid ile hayvancılıkla uğraşan çiftçilere destek sağlayan bir program olduğunu duyduklarında bu fırsatı değerlendirmeye karar verdiklerini belirtiyor.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve Gaziantep Şahinbey Belediyesi iş birliği yaparak hayvancılıkla uğraşan, göçmen ve yerel topluluk üyesi 60 ailenin işlerini̇ sürdürülebilir bir şekilde yeniden kurmaları veya büyütmelerine destek oldu.

Tarımın ekonomide önemli bir rol oynadığı Türkiye'nin güneydoğu bölgesi, iklim değişikliğinin küresel sonuçlarından fazlasıyla etkileniyor. Mera alanlarının ve su kaynaklarının azalması iklim değişikliğinin etkileri arasında yer alıyor.

Bu destek sayesinde Vefa, 17 koyundan oluşan bir sürü aldı ve sürü yönetimi teknikleri ve hayvancılık eğitimlerine katıldı. "Onlara nasıl iyi bakacağımızı öğrendik. Şimdi 40 dişi ve 1 erkek olmak üzere 41 koyunumuz var," diyor Vefa.

Programın bir parçası olarak belediye, bitki örtüsünü korumak ve arazi bozulmasını engellemek için hayvanların otlatılmasına uygun alanlar belirledi.

Artık hayvancılığa geri dönen Vefa, çevreye uyumlu, sürdürülebilir hayvancılığın ne kadar önemli olduğunu biliyor. Doğru bir şekilde yapılmadığı takdirde aşırı otlatma, toprak bozulması üzerinde doğrudan sonuçlar doğurabilir, toprak verimliliğini etkileyebilir, geçim kaynaklarını zayıflatabilir ve nihayetinde gıda güvenliğini tehdit edebilir.

Vefa, aldığı eğitimler ile otlatma alanlarının dönüşümlü olarak kullanılmasının aşırı otlatmayı önlemeye yardımcı olabileceğini ve besin açısından zengin koyun gübresi kullanımının toprak verimliliğini artırabileceğini öğrendi.

"Sürünün otladığı toprakların, koyunların doğal gübre görevi gören dışkıları sebebiyle daha verimli ve daha yeşil hale geldiğini fark ettik. Meralar arasında hareket ederek tohumların yayılmasına ve arazilerdeki yeşilliğin artmasına da yardımcı oluyoruz. Bitki örtüsünün etkilenmemesi için aynı arazide çok uzun süre kalmamaya dikkat ediyoruz," diyor Vefa.

Vefa, sürdürülebilir hayvancılık uygulamalarının arazinin onarım sürecine katkıda bulunabileceğini öğreniyor. Fotoğraf: IOM/Ahmet Abdulhamit

Vefa ve Raaid, sıkı çalışmaları ve kararlılıkları sayesinde gelirlerini, gıda güvenliklerini ve refahlarını artırırken, aynı zamanda çevrelerindeki toprakların ekolojik restorasyonuna da katkıda bulunuyorlar.

“Üretimimiz arttı ve finansal koşullarımız iyileşti,” diyor Vefa.

Vefa gelecekte kendi çiftliğini kurmayı hayal ediyor ve ekliyor; "Kendi arazimizin ya da çiftliğimizin olmasını istiyoruz çünkü gelirimizin büyük bir kısmı kiraya gidiyor. Kendi arazimiz ya da çiftliğimiz olsaydı daha fazla üretim yapabilirdik."

Dünya Çevre Günü’nün önemini tekrar vurgularken, Vefa'nın hikayesi göçmenlerin çözümün bir parçası olabileceğini hatırlatıyor. Uygun destekler sunulduğunda, günümüzün önemli çevresel sorunlarıyla mücadelede toplumla birlikte çalışarak değişimin bir parçası olabilirler.

 

IOM’nin Hayvancılık Programı Amerika Birleşik Devletleri Nüfus, Mülteciler ve Göç Bürosu’nun sağladığı fonla gerçekleştirilmiştir.

IOM Türkiye Kıdemli İletişim Uzmanı Mehmet Boran tarafından yazıldı.